30 Ağustos 2009 Pazar

Ay Savaşçısı


Küçükken bayılla bayıla izlerdim. Uzun zamandır verseler de Tvde izlesem diyordum sonra aklımda bir ampul beliriverdi! Neden bulup indirmiyorum? Sonracıma aradım taradım buldum ve izliyorum. Allahım ne zevk sahibi bir çocukmuşum hala da aynı heyecanla izleyebiliyorum. Avatar'ı da tekrar indirip izlemek istiyorum. Annem dalga geçiyo çocuk musun sen diye :) Çocukum ben. Elli sene de geçse çocukum işte...

Bir cadıya...


Aslında okuyalı (şu yazıdan bahsediyorum) birkaç gün oldu ama vaktim olmadığı için teşekkür edemedim. Dünyanın en tatlı cadısı yine monitöre ağlak ağlak bakmama sebep oldu. Şu monitör dile gelse zaten neler anlatır :).
Uzun zamandır gerçekten böyle sevinmemiştim. Onu seviyorum^^! Gerçekten seviyorum. Çilli papatyam benim. Artık onu sevdiğimi ne şekilde ifade edeceğimi şaşırdım. Sanki ne yaparsam yapayım kendimi ifade edemiyormuş gibi hissediyorum.
Eskiden daha duygusaldım. Herhalde bütün dost sandıklarım Pilli gibi olmadığı için herşey beni insanlardan soğutmuştu. Televizyonda kötü bir haber izlediğimde ifadem bile değişmiyordu. İyice odun olduğumu düşünmeye başlamıştım. Zaten Pilli yokken çok şey öğrendim. O geldiğinden bu yana içimde hep patlamaya hazır bir haykırma duygusu vardı. Hep en büyük hayalimin o geldiğinde ona kocaman sarılıp ağlamak olduğunu biliyordum ama bunu hiç yapmamıştım. Uzun süre sonra ilk buluşmamızda bile öylece bakakalmıştım. Aslında içim içimi yerken sanki araya dağlar kadar mesafe koymuştum. Sonra sonra kırdım kabuğu sanmıştım. En son tatilde o hiç dile getiremediğim şeyler patlak verdi. Başladım ağlamaya. Öyle çok içim acımıştı ki o yokken, hep en yanlız zamanlarımı onunla paylaşamadığım için buruk hissetmiştim. Birbirimize salya sümük sarıldık. Cadımı seviyorum. Hem de çok ^^!

27 Ağustos 2009 Perşembe

Arkadaşların sana selamı var blog!


Naber blog! Ben Islı.
Şu an tam yanımda B, Z ve kız kardeş var. İlk defa birileriyle beraber blog yazıyorum. Az önce sahur yaptık şimdi acıkmaya çalışıyoruz. Kendlerinin sana selamı varmış. Dur klavyeyi onlara veriyorum. Ne yazacaklar merak ettim ^^!

B der ki: ( ne dicem ki ay utandım dedi saçmalarsa hoş gör e mi blogcuğum!)
(= Hiiii meraba.Küçüklüğümden beri günlük tutarım ama böylesi de bir tuhaf oldu anam çok heycanlandım ben ya! Siz ona ıslı mıslı diyorsunuz galiba işte benim ablam oluyor kendisi. Ben heyecan yaptığım için klavyeyi bana bırakıp balkonda kızlarla oturmaya gitti.Ben de burda birşeyler saçmalamaya çalışıyorum.Galiba ablamın arkadaşı Z. de sana birşeyler yazacakmış az önce gelip çok yazma biz de çok yazmak zorunda kalırız tarzında birşeyler dedi.Eeee bir kaç güne kadar ben de bir blog açmayı düşünüyordum ama su anda vaz geçtim =) Çünki okuduğunuz yazıdan sıkıldınızın farkındayım.O yuzden noktayı koyuyorum.. Betül kaçarrrr blogg beni unutmaaa!

Şimdi klavye Z de...
Z der ki:
Heheheheh sıradaki kurban benim.Evet o benim! :D Ne şimdi bu? Ne yazıcam ben ? Dışarı postaladım bütün ahaliyi,yukardaki kaderdaşım B.'yi benden sonraki kaderdaşım E.'yi ve bu harikadan öte bloğun sahibesi Islı şekeri.Neden ? Bilmem heyecan yaptım işte.Zoru iş yahu.Haybeye blog açıcam diye hava atıp duruyordum ama,kolay şey değilmiş.Neyse ortalarda tırsak tırsak dolaşan,izleyici sayısı zavallı rakamlarda olan bir Z. görürseniz aklınızda bulunsun o benim.Ve o Z. yakında karışıcak bu blog dünyasına ;).Hımm saat şu anda tam olarak 05:14'ü gösteriyor,güneş(benden uzak olsun) sevilesi yüzünü gösterecek birazdan.Yatak kurma cabasında girdi bizimkiler.Hadi ben gittim.Bunu okuyan tüm insancıklar ıslı hatunu okumaya devam edin..Oldumu hayatım zırvalamayı başardım mı? Başardım dimi dimi dimi.Sustumm ^^

Son olarak klavyeye çivi çakacak olan kişi, kız kardeş:
Öhöm..Ne ayrıcalıklı insanım ben ehehe:D Beni E. der ki diye yazmamış..Yaşasınn=)..Evet saçmalıyorum farkındayım..Ya kızım tamam enerjim tükenmiyor falan filan ama beynimin pili bitti be..Ahanda kaldım sap gibi.Ey sevgili ablacığım senin de bildiğin üzere öyle meramını anlatabilen bir tip değilim sen de gelmiş bana bloguma yaz diyorsun..Aneem siz bittiniz bi de blog ahalisine rezil ediyorum kendimi..Ama bu haksızlık.En sona kalmak kötüymüş be.B. kişi ve Z. kişi odada tek başlarına sadece kendi kafalarının içindeki sese kulak verebilme özgürlüğüne sahiptiler..Ya ben,zavallı been..Bıt bıt bıt.Bi susmadınız kızım.3 ayrı kafadan değişik boyutta sesler yükselmekte.Bunların arasında kendi kafamdaki sesi duyamıyorum..Neyse.Ya böyle ablama yazıyormuşum gibi oldu ama kusuruma şeetmeyin artık benden çıkan en fazla bu..Sevgili gönül dostları veda vakti geldi çattı..Çok fazla sayın Islı baĞyan merakla bitirmemi bekliyor.Sırada Z. ve B. de var tabi. .Bi üstümdeki arkadaşın da dediği üzre Islıkızı okumaya devam edin anacım^_^..Tamam tamam defoluyorum.Sustum bilem tıp!!...

Ey blog! Yine ben! Bizimkiler yattı yazıyı bloga şutlamak üzereyim. Bloguma yazan tüm dişi piranalara teşşekürlerimi sundum, onları seviyorum!!

Not: İnternette barbie hallerimizi buldum :P Seyrine doyamadım tipsizleri :))

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Terzi kızın son eserleri :P

Aslında ben bu blogu açarken diktiklerimi çeker çeker koyarım diye düşünmüştüm ama daha çok mizah ağırlıklı yazılarla doldurdum ve bu beni daha mutlu etti. Yine de arada öyle şunu diktim bunu diktim diye havamı atarım :P
Epeydir sadece sipariş üzerine dikiş yapıyodum. En son bir arkadaşımın düğünü vardı ve sonunda o hayalini kurduğum elbiseyi diktim. Belki görene 'püüğğğ ede ede bunu mu hayal ettin?' dedirtebilir. Bu ilk elbise bahsini ettiğim elbisem. Onu dikene kadar anam ağladı çünki tamamen uydurmasyon diktim. Sadece omuz ve boy ölçüsünü aldım ordan burdan kestim ve sonuç bu oldu. Burda dergisinde aynısını görmüştüm ama şimdi kim uğraşır onu internetten A4 kağıtlara bas birleştir dedim aynısını da yaptım valla.
Fotoğrafını doğru düzgün çekemedim ama yere serince ancak bu oluyor.

İkincisi bir müşterime yaptığım abiye. Bu üstündeki bolerosu. Straplez ve göğüs kısmı işli kumaş. Çok severek dikmiştim. Üstünü ayrı altını ayrı çekmeyi beceremedim.


Üçüncü etek canıma okuyan etek. Ömrümde böyle zor etek dikmedim. Bunu da kalıpsız çalıştım bir etek getirdi kız aynısını istiyorum diye ben de aynısını yaptım.

Dördüncüsü kendime diktiğim kalem eteğimin aynısının siyahı. Bunu da müşterime diktim.

Beşinci ve son olarak kız kardeşimin eseri... Bir senelik dikiş bilgisi var... Aslında yılda bir birşey dikesi tutar ama yaptığını güzel yapar. Bu abiyeyi Burdadan bir kalıpla çalıştı ben kendilerine hayranım.

Ütü adlı işkenceye son!

Hayatım boyunca ütü yapmaktan nefret ettim. Hatta öyle nefret ettim ki sırf ütü yapmamak için kırışık kırışık giyerim neyim varsa.
İki tane ütümüz var ama ikisi de birbirinden beceriksiz.
O aptal ütüler yüzünden bir müşterime diktiğim abiyeyi yakıp bir saat başında ağladığımı biliyorum.
İki kere babamın gömleğini ve sayamadığım kadar elbisemi yaktım ütü yüzünden.
İşte böyle nefret ettim ütüden.
Uzun süredir babama yalvarmaktaydım adam gibi ütü alalım yetti canıma diye. Dün süpriz yapıp yine kendi gözüne güzel görünen ütüyü almış. Öyle korktum ki yine uyuz bişey aldı diye. Bu sefer aldığı ütü diğerlerinden çok daha güzel. Kutudan çıktığı anda beklentilerimin ötesinde birşeyle karşılaştım. Tabi benim aldandığım dış görüntüsüydü. Bi kullanmak lazım iyi mi değil mi anlamak için.
Bugün iftara misafir gelecek diye annem koca masaörtülerini ütüle dedi. Ben normalde o masa örtüleri ütüleneceği zaman köşe bucak kaçarım bu sefer atladım hemen tamam ütülerim diye. Açtım kullanma klavuzunu ne diyorsa yaptım. Sonra başladım ütülemeye. Öyle hoşuma gitti ki gittim dolabımda kırışık ne varsa onları da ütüledim. Bunca senedir neden o salak ütülerin kahrını çektim anlamıyorum. İnanılmaz bir ütü olmasa da benim diğer kullandıklarımın yanında gayet güzel.
Yukarıdaki ütü bahsettiğim ütü.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Google olsam internet alemine atom bombası yollar, kurtulurdum bu azaptan!

Uzun süredir yazmayı planlıyordum şu google analyticsde kim ne ararken beni bulmuş olayını ama o istek, o şevk bir türlü gelmedi nasib bu güneymiş.
İnsanoğlunu anlamak hangi bloggerin harcıymış ki ben anlıyım.
........................................................................
Ben bir vampirim: Vampir olduğundan emin değilsin anlaşılan bir de google onaylasın dedin. Bak ben sana ne dicem, karka bokunu yemeden sen ye, eğer tadını beğenmezsen evet sen bir vampirsin!

Arkadaş kız onsekiz: Elimizde onbeşlikler var olur mu?

Babam işli: Seni ben anlamadım ey insan google nasıl anlasın?

Bigudi yıpratır mı?: Eğer bigudiyi saçına kör düğüm yaparak dolarsan ve dibine yaklaşık yarım saat fön tutarsan senin de süpürge teli saçların olabilir. Dene bence ;)

Bir vampirim bile yok: Ahahahahh.. Bence sen bunun için akşama kadar arabesk dinleyip saçlarını yolabilirsin. Benim de yok. Burda vampir bulabileceğini zannettiysen çok yanılmışın. Sen bi kedi al kendine onu besle güzelim. Vampiri napıcan o ısırır mısırır vampirle şaka olmaz bir esintiye, bir geniz yanmasına bakar. Vampirle hayat pamuk ipliğine bağlı güven bana ;)

Cadı bebek doğum anı: Git normal doğum izle emin ol şimdi doğanların hepsi cadı ;)

Canım bir kız istiyor: 'Ben pazarlarım' diye aratan biri daha vardı ben seni onunla görüştüreyim.

Elbise patronu çıkar: Emrediyorum google çıkar! Google elbiseni diker bile...

Elbisemi kendim diktim: Seni yukardaki gacıya örnek gösteriyorum!

Evde kıvırcık yapabilirmiyim saç: Öce düzgün cümle kur sonra bir gün tuvaletini yaparken bile saç yapabilirsin kıvırcık.

Harici harddiski gelip gidiyor: Benimki de öyle yaa yeni nesil harddiskler böyle dostum kafalarına göre takılıyorlar kır dizini otur diyorum dinlemiyor. En iyisi çok yüklenme!

İnsanoğlu neden merak eder: Güzel soru. İşte bunu bile merak ediyoruz.

İğne olmadım: Google sana ne diyecek? Aferim iyi yapmışın böyle devam et!

Kuzeni otobüste becerdim hikayeleri: Yakında çocukları böyle hikayeler okuyarak uyuturuz, azgın bir nesil de bir sonraki yüzyıla yetişir. Bu tip aramalara karşı google bunlara küfredebilse keşke. Hatta eşek sudan gelene kadar dövse...

Ormanda yaşayan üstsüz kızlar: Afrikada o dediklerinden var ama inan görmek istemezsin. Bir kız ormanda üstsüz yaşıyorsa yerçekimi onun üstünü kim bilir ne hale getirir xD.Senin gibi televizyon, balkon, cadde çocukları ormanda yaşayan üstsüzleri napsın?

Teni sarıkız m t s k: Kimilerinin google ile arasında özel bir bağ var şifreli bile yazsa aradığını bulabiliyor demek. Daha benim çooook yolum var.

Canıçokistiyor: Google, yanlış ve eksik harflerle yazılmış ve aynı kelimeyi binlerce insanın o şekilde kullandığı aramalarla dolu. Bu insanın canı çok istemiş, ne istemişse google şıp diye anlasın bekliyor. Heyt be google sen neymişsin!

Kız ayarlayamıyorum kendimdeki eksikli bulamıyorum: xD ay bu nasıl bir cümle xD xD xD... Dostum senin derdine google bile çare olamaz. Hele ben hiç olamam :)). Sen kendindeki eksikli yazdığın şeyi bul gerisi çorap söküğü gibi gelir ;)

Şimdilik bu kadar ey gönül dostları :p...

Not: Bu resmi internette gezinirken buldum eheheh acıların arama motoru :)))

23 Ağustos 2009 Pazar

Çocuk?

Çocuklar garip varlıklar.
Evet öyleler.

Küçükken babamın kız kardeşimle beni bir işi çıktığı için gezmeyi yarıda bölüp arabada bıraktığını hatırlıyorum. Önümüzde devasa bir kapı onun üzerinde devasa bir iskelet resmi.
Kız kardeşim içeride cinayet işlendiğini, adam doğrandığını, insanların derilerinin yüzülüp kurutulmaya bırakıldığını zannetti.
Bir de yeni nesil, şimdikiler, yeni kuşak denen velet topluluğuna bakıyorum. Onlara çocuk demek için birkaç defa düşünmek zorunda kalıyorum.
Çocuk dediğinin aptal olması lazım, hiçbirşey anlamaması lazım, sen büyüksün diye sana hayran hayran bakması lazım.
Artık çocuk denen varlık senin karşına geçip sana aptal muamelesi yapabiliyor, kendini beğenebiliyor, herşeyden de anlıyor. Nasıl bir nesil yetişiyor derin endişelerim var.
Tatilde bir ufaklık dikkatimi çekti. Hoş bebek yapmak moda malum ortalık çoluk çocuk dolu. İşte onlardan birini büyük bir ilgiyle seyre daldım. Üç yaşındaki çocuk içine teyzem kaçmış gibi davranıyor.
Tipine hayran kaldım zaten kocaman pembe gözlükleri takmış, bikinisini giymiş, kafasında şapka güneşleniyor. Teyzesi ısrarla onu denize girmesi için çağırıyor ama o kendinden emin 'sen gir ben biraz daha güneşlenip gelirim' diyor. Sonra orada kulaklıkları takmış oynayan kızların yanında iki kıvırıyor. Kızlardan biri 'Şekerim çok eğleniyoruz di mi?? Bak uslu durursan şirinleri bile görebilirsin'diyor ama ufaklık kendinden gayet emin ' hahayt çok komik hiçte görmem' diyor. Lan bana onun yaşındayken senin öz baban şirin baba deseler inanırdım. Küçücük velet sallamıyor bile.
İşte blog şeysi ben bu ufaklıkları hala çözemedim.

Neden Islı Kız?


Issız adam olur da Issız kadın olmaz mı?
Olur
.
Issız kadın olur da Issız kız olmaz mı?

O da olur
.
Buraya kadar anladık..

Güzel.

Peki ya ben Issız olamayacak kadar kabımdan taşıyorsam ve Issız olamayacak kadar gürültü yapıyorsam?

O zaman benden olsa olsa ıslı kız olur.

Anlayan anlamayana anlatsın.

Ya da zahmet etmesin.

Herşeyi anlamasak da olur :P

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Pilli gittim Pilsiz geldim :P

Dostum bloooggg döndüüm!
Hoş daha nereye gittiydim onu bile yazamamıştım.
Öyle apartopar oldu ki son günlerde internetim arıza çıkardığı için gidebilme ihtimalimden bile bahsedemedim.
Pilli blogunda sık sık bahsediyordu tatil hazırlıklarından. Hiç hesapta yokken kız kardeşimle takıldık peşine. İlk başta sadece bir gece kalıp dönecektik ama Pilli ısrar edince hadi iki gün olsun dedik. Gittiğimizde tatile doyamadık oldu üç gün. Neyse dedik dördüncü güne bilet alırız. Dördüncü gün o günün akşamına bilet istedik ama boş tek bir yer yoktu ve kaldık beşinci güne. İşte blog bu anlatmaya değer :)) Beşinci güne nihayet bilet aldık ve valizleri hazırladık. Kaldığımız yer denize sıfır ve feribot geldiğinde oraya varmamız sadece beş dakika sürüyor. O yüzden balkondan feribotun gelişini izledik. Kıyıya yanaşırken hemen aşağı indik fakat iftar vakti olduğu için üç beş kişinin bindiği feribot düdüğünü öttürdüğü gibi yol aldı ve biz valizlerle arkasından öylece bakakaldık. Sadece iki dakika gecikmeyle feribotu kaçırdık. Hayatımın mallıkları sıralamasında bunu üçüncü sıraya yerleştiriyorum bir insan göz göre göre ancak böyle kaçırır bineceği vasıtayı... Tabi biletler yandı. Eve dönüdğümüzde Pilli asansörden çıktığımız gibi o ifadelerimizin fotoğrafını çekti. Uzun süre gülme krizinden kendimize gelemdik. Ertesi güne bilet aldık ve şu an evimdeyim. Yolculuk böyleydi ama tatilimiz beklediğimden de süper geçti.
İlk dört gün denizden hiç çıkmadım. Cadım bana kızacak ama anlatmassam çatlarım :) Şimdi benim süper zeki arkadaşım, çilli papatyam tıpkı bir labne peyniri kadar beyaz. O kadar beyaz ki plajda ona 'ah canııım sana kremimden vereyim' diyen insanlar bile oldu. O ise bronzlaşmak istiyordu. Ne kadar senden olsa olsa pembe pamuk şekeri olur dediysem de yirmi faktörlük kremle güneşlendi bayan labne. Ve sonuç olarak resmettiğim gibi oldu :P

Onu orda bırakırken rengi düzelmişti ama birkaçgün bu renge dönüşmenin sıkıntısını yaşadı. Kremlerle rahatlattık cadıyı.
Geldiğimiz gün cadımın doğum günüydü. Orada yaş pasta bulamasakta nargile içerek kutladık doğum gününü. Ertesi gün 4x4 ATV'lere bindik. Rehber eşliğinde dağa çıktık. Kesinlikle denenmesi gereken bir spor.
Bu arada bu sene denizde açılma rekorumu da kırdım.
Hayatımda ilk defa pro da denemiş bulundum hala o şey nasıl içilir anlayamadım. Ne aroması katarlarsa katsınlar pro sigarayla kıyaslanamaz bile. Berbat birşey.
Gelmeden önce eğlence merkezi ve lunaparka da gittik. Pilli eteğe binelim istedi ama kusarım diye gondolu tercih ettik. Çığlık atmaktan ses tellerim gevşedi. İçim kalkıyo o şeye binince. Sonra bilardo oynadık. Onun da kitabını yazdıktan sonra son gecemizi sahilde geçirdik.
Herşey süperdi, muhteşemdi. Öyle ihtiyacım varmış ki bu tatile gittiğimde anladım. Pilli hala orda. Biz erken döndük. Bu sene hayal bile edemezken bu tatilde eşlik ettiğim arkadaşım Pilliye çok teşekkür ediyorum.Benim biricik arkadaşım blogumda doğum gününü kutlayamadığım için özür diliyorum.
Gelmeden önce internet problemlerimi halledememiştim ama şimdi gayet iyi durumda.
Karnım deli gibi aç adios blog!

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Ivır zıvır..

Yine pek bir buğulu ortalık.
Gözlerimi gırpıştırmamla netleşti bakışlarım.
O an anladım ağladığımı.

.....
:P

Tabiki de bildin blog ben yine gittim kimsenin bakmayacağı dolaplara baktım, kimsenin aklına gelmeyen hatıraları karıştırdım ve bak ne buldum.


İstanbul Türküleri mi ararsın, Muazzez Ersoy mu, Sibel Can mı? Gıcır gıcır bütün kasetleri mevcut. Gülsem mi ağlasam mı şaşırdım. Aslında gülmek ağır bastı. Hala bu kasetlerin bizde ne aradığını merak ediyorum. Tamam babamın eskiden böyle gariplikleri varmış ama Muazzez Ersoy fan olduğunu bilmiyordum doğrusu:P Şimdi görse at gitsin der :D Hiç atar mıyım? O kasetleri çerçeveletip kendi evimde salon duvarıma aslmalıyım.

Hele hele beni en çok etkileyen Mahsun abim oldu. Ay ben 12-13 yaşlarımda bu kasedi çalıp çalıp ağladığımı bilirim be! Hani bi şarkısı vardı bunun neydi
'Bir kardeeeeş, kardeşiiii, vuruyoooor, ne diyeee??...'
Uzar gider işte ben bu şarkıdan çok etkilenirdim. Benim de bir kardeşim var ya ona pay biçerdim. Ben bidenecik kardeşime nasıl gıyarııım? Nasıl onun saçının teline zarar veririiim? Böyle insanlar gerçekten var mı???
Zavallıma kimse anlatmamış ki bu da birşey mi diye..
Nayse hayat bilgisi dersini geçiyorum..


Kasetlerin bir yarısı... Diğer yarısı da büyük video kasetlerden oluşuyor.


Böyle kasetleri kurcalarken arada atılması gerekenler çıktı onların için deşip Minnoş'a peruk yaptım :-))


Bu arada malum boş vaktim yok teiii ne zamandır okumayı planladığım kitaplar da birikti. En son Göçebeyi almıştım zavallı kitap rafta tozlanmakla meşgul. Daha da okumam gereken beş kitap var Allah bana sabır versin.


Bu da arada kaynasın.. Bu üç ürünü daha yeni aldım ve çok memnunum. Aslında hiç Oriflame kullanmamıştım bunlar ilk oldu. Daha önce de bahsini ettim asla yüz kremimi ne Oriflame ne de Avon hiçbirinden kullanmıyorum. Bu tarz markaların ancak vücut kremleri ya da makyaj malzemelerinden faydalanıyorum çünkü herşey yüze sürülmez o konuda titizim.
Neyse uzun lafın kısası kokularına hasta oldum. Özellikle sağdaki el kremi çok hoş. Rimel de tam aradığım gibi. Millet kipriğini uzatacak çok gösterecek rimel arar ben sadece renk verecek rimel istiyordum bu tam aradığım gibi. Zaten uzun benim kipriklerim bi de uzatıcı etkili kullanınca kaşıma çıkıyo hoşuma gitmiyor. Bu gayet iyi..

3x3g hızında devam...

Bugün mithiş bir omuz, bel ve boyun ağrısıyla uyandım. Sıcak diye camları kapatmadan uyuyorum bir de yatağım camın dibinde felç olmadığıma dua etmem lazım.
Dün hiçbir sebebi olmadan kendi çapımızda eğlendik arkadaşlarla. Gerçi toplamda dört kişiydik ama yeterli oldu.Sağdaki arkadaşın yaptığı minyatür dondurma...
Tarifi:
Bir adet patos critos üzerine dondurmayı koyarsın ahanda minyatür dondurma...

Uzun zamandır sıkışıklı
ktan kendime vakit ayıramamaktan yakınıyordum yakındıkça daha bir dar vakte sıkışıyor herşey.

Kuzenim bugün gelecek Pazar gününe kadar kalmayı planlıyor. Gelecek olan hatun kişi de en matrak kuzenimdir. Her ne kadar gece 3 gibi topuklu ayakkabılarla evin içinde dolanacak kadar hiperaktif olsa da kuzen deyip böğrümüze basıyoruz :P
Bu bir hafta da 3g hızında geçecek şimdiden belli oldu.
Kuzen gelince direk diğer kuzenler de bizde toplanır ev kız yurd
una döner. Sabahlara kadar sigara içilir haliyle birbirimizi görebilmek için duman bulutunu aralamamız gerekebilir. Bir de aynı odaya tıkışırız sabaha ölmediğimize dua ederiz. Birarada olmanın nice güzellikleriyle beraber birtakım zorluklarına da kuzeniz yılda bir biraraya geliyoruz der katlanırız.
Beni gerçekten yorucu günler bekliyor. Hani azıcık dinlenme fırsatım olmuş olsa kuzenimi daha enerjik karşılamak isterdim ama sınırlarımı zorlayacağım kesin. Etrafa son kez herşey yerli yerindeyken bakıyorum ve evet gözlerim doldu bile :P
Pazara kadar evi bok götürmek üzere hoşçakal blog!

9 Ağustos 2009 Pazar

Bücür güzellik

Bundan tam bir yıl önce elinde kedisiyle küçük bir kız geldi evimize.
Annesi de kendisi de bağlandaklıkları kedilerinden kopamadılar.
Minnoş o gün geldi.
Eski ailesi yurt dışına taşındıkları için kedilerini vermek zorunda kaldılar. O ara kedi sahibi olmak isterken karşımıza böyle bir teklif çıktı biz de kabul ettik. Kedinin sahibi ufak tefek aşırı derecede sevimli bir kızdı. Mavi gözlü, sarışın minicik bir burnu vardı. Benim erkek kardeşimle yaşıt. Bu sene tatilde buraya geldiler ve Minnoş'u görmek istediler. Biz de seve seve kabul ettik. Ben karşımda bir ufaklık beklerken 14 yaşında bir genç kızdı gördüğüm
. Hani bıraktığımda ufacıktı bu dedim içimden.Boyu boyumu geçmiş 1.70 vardır garanti.
Öylece kaldım kızı görünce.Bildiğin taş gibi hatun işte.

Ömrümde bebek suratlı çok insan gördüm ama bunun gibisini görmedim. Porselen bebek gibi öyle güzel ki yüzü bir an için kendi ondört yaşımdaki halimi düşündüm ve kafamda beliren görüntü sümüklü veledin tekiydi. Hemen def ettim hayal baloncuğumu çünkü seyrine daldığım güzelliğin beni komplekse sokmasıyla meşguldüm.
O nasıl bir göz, nasıl bir kaş, nasıl bir burun ve nasıl bir dudak? Bir insanın yüzü ancak bu kadar orantılı olur. Bir de büyü
düğünde bana benzemek istiyormuş. Bir insan öyle bir surete sahip olupta nasıl bana benzemek ister aklım almadı doğrusu. Karar verdim erkek kardeşime almayı planlıyorum kendilerini. Hani ciddi ciddi karar verdim buna.
Bugün arkadaşım B. geldi kızın
fotoğraflarını çekmiştim böyle bir güzelliği sadece hafızama hapsetmeyeyim diye. Kızı görünce direk abisine düşündü. Tabi attı benim tepem başladık tartışmaya. Kıza soran falan yok ben kardeşime o abisine düşünyor :). Kaçırabiliriz hiç problem değil :p Kaç yıllık arkadaşımla ondört yaşındaki bir kız için birbirimize girdik gören gülerdi halimize :)) Tabi işin espirisi ama ben onu kardeşime almak konusunda hala gayet ciddiyim :) Olmaz yani gözüm kaldı :p Az çenesi düşük ve hiperaktif ama olsun.
Not: Şu dudaklar kızın dudaklarını aklıma getirdi ühüüüü..

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Yoğun günler...

Naber blog!
Biliyorum tiiii ne zamandır yazamıyorum.
Benim derhal kendime adam akıllı bir program yapmam lazım. Artık bütünleme için ne ara zaman ayırıp çalışabilcem bilmiyorum. Bugün arkadaşım geldi. İki gün sonra Arabistan'a dönecekleri için son bir defa görüşmek istedim. Artık bir sonraki görüşmemiz seneye...
Bu ara sipariş almıyorum. Artık kendime vakit ayırmak istiyorum. Tatilden geldiğim günden beri bir gün dahi boş değildim. İnsanın bir günü bile boş olmaz mı? Pazar dahil hergün muhakkak bir işim çıktı. O kadar yorgunum ki yarın da evde değilim. Bu akşam zor açtım bilgisayarı. Yakında tuvalete gitmeye vakit bulamazsam şaşırmam. Neyse harddiskim de geldi çok mutluyum.
Şimdi format atıcam bilgisayara sonra yazarım.

1 Ağustos 2009 Cumartesi

3g hızında hayat...

Biliyor musun blog?
Neyi?
Hayatımın nasıl rayından çıktığını...
3g hızında yaşıyorum herşeyi.
Aslında kötü değil sadece yorucu....
Tam üç haftadır Pilli Cadımı görmek istiyorum daha geldiğinden beri onu bile göremedim. Ya ben evde olmuyorum ya da evde birileri oluyor. Ciddi anlamda üç haftadır boş tek günüm yoktu. Birazdan yatılı misafir gelecek eve güya pazartesi çilli papatyamı görecektim. Bütün plan program suya düştü. Perşembe de bir arkadaşım evleniyor. Düğün için kıyafet dikmem lazım. Şimdi düşündüm de benim derhal kendime bir ajanda edinmem lazım:P Böyle yoğun olduğum zaman bütün işlerim üstüste biner ama boş vaktim olsun yapacak şey bulamam ya da hevesim olmaz.
Dün dayımın kafeteryasına gittik. Biraz uzak kalsa da arada nargile içmeye, tantuni yemeye gideriz. Dayımın üstüne tanımam tantuni yapma konusunda. Dün de akşam nargile tantuni falan istedik. Nargile geldi açık havada puflarımıza yayıldık annem, H. teyze onun kızı B. bir de kızkardeşimin yeni kadim dostuZ. ve onun annesi... Böyle annelerle gidipte nargile içmek komik oldu :)) B. nargilesini bir türlü içemediği için artık annesi elinden alıp 'kızım bak şöyle tut sonra şöyle içine çek' diye göstermesine çok güldüm. Öyle bi kaptırdık ki sigaramı rahat rahat içemem ama nargileyi annemin suratına da üflesem umrunda değil.
Sonra aniden yağmur yağmaya başladı. Hafif çiselese de nargile söner yok ıslanmayalım diye şemsiye açtırdık. Kalabalık olduğumuz için de devasa bir şemsiye açıldı haliyle onun ayakta durması için altındaki bidona benzeyen şeye su doldurmak lazımmış. Suyu doldurmak için garson çocuk hortum getirdi. Su açıldığı sırada hortum elinden kaçtı ve yağmurdan kaçalım derken hortumla sıradan bir güzel banyo yaptık. O halimize o kadar çok güldüm ki yanaklarım gelene kadar ağrıdı :)) Özet geçtim ama gerçekten güzel bir geceydi...
Blogcuğum, canımın içi, veda vakti.
Adios...
Blog Widget by LinkWithin
 
ISSIZ ÇÖLDE ISLI BİR KIZ. Design by Pocket