30 Ekim 2008 Perşembe

Ölüm Yarışı ( Death Race )


Az önce geldim sinemadan.... İnanılmaz bir film kesinlikle tavsiye ediyorum! Normalde hiç hoşlanmam araba, hız, yarış filmlerinden... İlk defa bu filmde bunu aştım. Arkadaşın yüksek ısrarlarıyla girip pişman olmadığım bir film... Vahşi fakat etkileyici... Tesetereye girmek isterken kendimi bu filmin içinde buldum bir anda... Müebbet yemiş biri için ölüm ne kadar kötü olabilir ki?...
Haliyle bu filmde de hem olasılıksız hem de mantık içi olaylara şahit oluyorsunuz... Film bittiğinde Kahve Dünyasına gitmek istedik fakat tekrar arkadaş tavsiyesiyle bu defa susurluk ayranı içtik. Güzel bir gündü, güzel bir filmdi :)...

27 Ekim 2008 Pazartesi

Evimizin diğer aile üyeleri...

'Nice zahmet ve emekten sonra dns ayarlarımı yapılandırıp engelsiz girmeyi başardım o yüzden çok mutluyum :) Bu mutluluklada yeni kayıt kutucuğuna tıklayarak engelsiz ve eksiksiz sayfamın açılışına yanaklarım kasılana kadar sırıttım :D'


Evet...Artık 5 kişilik aile demiyoruz kendimize... Oanlarıda içimize aldık ve toplamda 10 kişiyiz :)
Bunlardan gelip gitmiş olanlarınıda hesaba katarsak sayısını bilemediğim kadar çok hayvan besledik bu evde...Birşeyi çok iyi biliyorum, hayvan olan evde pozitif bir enerji oluyor ;)


İlk sıraya 8 yıllık kuşumuz boncuğu koymak istiyorum. Onu 8 yıl önce yavruyken verdiler bize ve ozamandan beri bizim için çok değerli...
Ve ve ve ikinci sırada zıpır ve bıdık var :) Biri benim diğeri kız kardeşimin... Zıpır yani büyük olan kapluş benim... Ufak bıdıkta kardeşimin... Birini kendi gibi düğme kadar kaplumbağaların arasında çırpınırken kurtardık. Buz gibi suda hasta olmalarına ramak kalmışken ben satın aldım. Diğerinide yine hasta bir halde gözleri balon gibi şişmişken getirip verdiler. Mikrop kapmış gözlerini veterinerlik okuyan kardeşim 1 hafta boyunca ilgilenerek, ilaç sürerek indirdi. Şimdi ikiside canavar gibi...
Soldaki zıpır sağdaki bıdık...


Zıpır


Bıdık
Üçüncü olarak minnoş geliyor :) Daha yeni katıldı ailemize ama yıllardır bizimleymiş gibi inanılmaz seviyoruz...
Dördüncü sırada kız kardeşimin tüylü yaratığı, sevimli tarantulası var tabiki :) Eve gelen herkezin ilginç sorularına ve tepkilerine mağruz kalan hayvancağız aslında okadar sakin ve sessizki evdeki en uslu hayvanat kendileri.... Adıda chester :) Yazın aldığımız ve büyüyünce bir yakının çiftliğine gönderdiğimiz civcivlerimizide göstertiyim bari :)
Çalışırken ofisin önünde baktığım ve çok sevdiğim bir kedişim vardı onu fotoğrafladım....

Bundan 1 yıl önce çeşitli sebeplerden dolayı istemeyerek vermek zorunda kaldığımız bitanecik çok özlediğim kedişimiz suşi...

25 Ekim 2008 Cumartesi

Neden neden neden!

Neden yaaa tam yeni alışıyodum neden bu yasak! Önlerine çıkan siteye erişim yasağı koymak niye! Ben ve benim gibi blog kullanıcılarına hakaret gibi yasak neden!Mantıksız, aptalca, çözüm bu değil!.. İstedikleri engeli koysunlar inat değilmi ben ısrarla her yolu dener girerim bloguma... Bu yasağı çiğniyorum var mı?

17 Ekim 2008 Cuma

Sonbahar tatili...

Bugün sabah saat altıda kalkıp sekizde bindim feribota. Sonbahar tatilimden döndüm. Bazen insan bişeyler yaşar ve o an o yer o bina o taş seneler sonra da geçsen oradan yaşatır insana o anısını. geçtiğim yerlerde bazı şeyleri baştan yaşadım.
Neyse... çuvala giren yaz mevsimini geride bırakıp sonbahar tatili yaptık ve ekim ayında olmamıza rağmen denize girmek gibi bir delilik yaptık :) . Titreyerek yüzdük ve hasta olmadık :D . 3 gün havuza girdik ve koca havuz bizimdi :). Ayrıca gokartı 3 kişi kapattık ve koca lünaparkta sadece gondola Betül ve ben bindik :))). Bunun dışında eğlence merkezine gittik akşamları kafamıza göre takıldık gündüzde sahilde güneşlendik :) 4-5 günde yapılabilecek ne varsa arka arkaya yaptık ... Şimdi evdeyim sakin biyerden geldiğim için evimi çokta özlemediğimi anladım.
Yokluğumuzda kedişimiz bizi unutmuş annemlere alışmış ve bizi görünce hala köpek dişlerini göstermete :) Neyse zamanla bu uyum probleminide aşmayı planlıyoruz.....

12 Ekim 2008 Pazar

Karalamaya biyerden başlıyorum


Günlük tutmak en büyük hobim. Günlük benim hayatımın bir parçası...
Arkadaşımdan duydum gördüm ve özendim hemen internet vasıtasıylada günlük tutmanın nekadar süper olabileceğini düşündüm ve derhal blog açtım. Burayada günlüğüme saçmaladığım gibi saçmalayabilirim. Bölük pörçük bir araya getiremediğim hayatıyımın, dışardan bakılınca nekadar tekdüze göründüğünü düşündüğüm hayatımın, ayrıca gerçekleri şifreleyerek günlüğüme yazdığım hayatımın yine ismimi şifreleyerek unutulmuş bir blog üzerine birkaç karesini yazmak beni gerçekten mutlu edebilir. Genelde sonuna geldiğimde başına ne yazdığımı unuttuğum kadar uzun tutarım cümlelerimi. Buraya o kadar da kasıntı yazmak istemiyorum ki şimdi farkettim daha en başında kural hatası yapmışım :) herneyse..
Şimdik hayatıma balıklama dalmak gerekirse ki uzun uzun 19 yaşıma nasıl geldiğimi anlatamıcam; dün adeta hayvan barınağı olan evimize bir kedi geldi. Kendileri biraz asabi, huysuz, tıslamayı seven, inanılmaz sevimli bi yaratık olup kara kara bize nasıl alışıcağını düşündüğüm varlıktır. İki kaplumbağamız, bir kuşumuz, bir tarantulamız, ve eve daha önce gelip gitmiş olan nice hayvanımızdan sonra birde huysuz minnoşumuz var artık.Adını minnoş koymuşlar bizde değiştirmedik.
Yarında tatile gidiyoruz enise ve ben...
Tatilsiz geçirdiğimiz ultra sıkıcı bir yazın ardından 5 gün inanılmaz motive edecek. Neler yaparım anlatmıyım gelince özet geçerim... Akşam kuzenlerle go karta yapmayı düşünüyoruz. Ehliyet alma hevesimi körükleyen o ufacık arabalar insana inanılmaz stres attırıyor.
Blog Widget by LinkWithin
 
ISSIZ ÇÖLDE ISLI BİR KIZ. Design by Pocket